BOZCAADA VE GÖKÇEADA GÖRENLERİ KENDİNE HAYRAN BIRAKIYOR !
Çanakkale, tarihi dokusu, doğası, yemyeşil ormanları, birbirinden güzel koyları ile Marmara Bölgesi’nin adeta bir incisi. Feribot veya vapurla kolayca ulaşılabilen Çanakkale’nin adaları, misafirlere unutulmaz bir tatil deneyimi sunuyor.Yerli ve yabancı turistlerin mutlak rotaları arasına giren Çanakkale sakin ve huzurlu bir tatil geçirmek isteyenler için harika bir rota.Çiçeklerle dolu sokakları, bölgeye özgü lezzetleri, sokakların olmazsa olmaz sokak kedileri, buz gibi gelincik şerbeti, devasa çınarı ile sizleri bu yaz misafir etmek için can atıyor. Dilerseniz merkezde akşam yürüyüşü yapabilir, sabahları dev çınarın altında çayınızı yudumlayabilir, süslü evlerin önünde fotoğraf çekinebilir veya masmavi denizleri ve altın kumuyla ünlü plajlarında tatilin tadını çıkarabilirsiniz. Dilerseniz tatilinizi bağbozuma festivaline denk getirebilir, bambaşka bir deneyime şahit olabilirsiniz. Adanın olmazsa olmazları arasında yer alan yerli ürünleri, reçelleri, karadut ve gelincik şerbetini tadabilirsiniz.
Bozcaada Kalesi
Türkiye’nin en iyi korunmuş kalelerinden biri olan Bozcaada Kalesi’nin ilk olarak ne zaman ve kimler tarafından yapıldığı bilinmiyor. Fenikeliler, Cenevizler ve Venedikliler tarafından kullanılan kale, bugünkü görünümünü Fatih Sultan Mehmet döneminde var olan kalıntılar üzerine tekrar inşa edilmesiyle almış(1455).
Venedik- Osmanlı arasında süren mücadeleler sırasında uğradığı tahribatlar sonrası, Köprülü Mehmed Paşa döneminde büyük bir onarımdan geçmiş (1657). 2. Mahmut zamanında ise neredeyse yeniden inşa edilerek bugüne kadar bu görünümü korunmuş(1815). Adanın kuzeydoğu ucuna, kayalıklar üzerine inşa edilmiş kalenin etrafı zamanında suyla dolu olan bir hendekle çevriliymiş. Bir zamanlar asmalı bir kapıyla girilirken şimdi sabit bir köprü üzerinden giriliyor kaleye. Yine bir zamanlar içerisinde Türk ahalinin yaşadığı iki caminin olduğu kale içi, şimdi neredeyse bomboş. Sadece festival zamanlarında verilen konserlerle hareketleniyor.
Bozcaada Sokakları
Rum Mahallesi bakımlı evleri, güzel kapıları, binbir çeşit çiçekleri ile çok dikkat çekici. Sokakların birbirini dik kesmesi düzenli bir hava veriyor mahalleye. Mahallenin tam ortasında bir kilise ve saat kulesi yer alıyor. Bir zamanların kahveleri, meyhane ve tavernaları şimdi turistik restoran, kafe ve dükkan olarak hizmet veriyor. Eski Rum evlerinin çoğu yazlık ev, pansiyon ve otel olarak kullanılıyor. Günümüzde yaşayan Rumların sayısı 10’u geçmiyor.Türk Mahallesi, kıvrımlı sokakları ve ahşap, cumbalı evleri ile belli ediyor kendini. Burada son yıllarda açılan pansiyon ve otellerin sayısında artış görülüyor. Restoranların çoğu Türk Mahallesinin liman bölümünde yer alıyor.
Yel Değirmenleri
Rum mahallesinin arka tarafındaki büyük otoparkın hemen yanından ilerleyen taşla döşenmiş düzgün yol, sizi yel değirmenlerine götürecek. Kenarları lavantalarla süslü, manzarayı seyredebileceğiniz oturma köşeleri olan taş yolu yürümek 5 dakikadan fazla sürmüyor. Yürürken kaleyi, denizi ve ada merkezini yukardan seyretmek, sadece rüzgarın sesi eşliğinde ilerlemek, sonra o güzelim taş yapıya yaslanarak durmak… Bu keyfi kendinize yaşatmadan geri dönmeyin derim. Bozcaada yel değirmenleri, Bozcaada’nın simgelerinden biri haline gelen Yel Değirmenleri Bozcaada Kalesi’ne hakim yüksek bir tepe üzerine kurulmuş. Ada’nın en güzel manzaralarından birine sahip bu tepe sürekli rüzgar alan bir yer olduğu için tercih edilmiş. 4 metre çapında ve 6,5 metre yükseklikteki 3 yel değirmeni kesme taş mimarisiyle inşa edilmiş. Yel Değirmenleri manzarayı seyretmek ve harika fotoğraflar yakalamak isteyenler için ideal bir mekan. Bozcaada yel değirmenleri, eski zamanlarda ada halkının buğday ve diğer tahılları öğütmek için kullandığı yapılar olarak bilinmektedir. Bazı yel değirmenleri günümüze kadar restore edilerek korunmuştur ve turistlerin ziyaretine açılmıştır.
Bozcaada Ayazma Manastırı
Ayazma’daki Rum Ortodoks cemaate ait manastır, Rum azize Aya Paraskevi adına yapılmış ve onun adını taşıyor. Sadece İstanbul’da bu azize adına kurulmuş 5 kilise bulunuyor. 1734 yılında Manolaki Manolidis tarafından yapılan manastır, sadece özel günlerde ibadete açılıyor.Koca çınar ağaçlarının oluşturduğu gölgelik alanı ve sürekli akan çeşmesi ile özel bir yer Manastır. Buradaki çeşmeden bir kez su içenin artık adalı olacağına dair bir efsane de anlatılıyor. Manastırın bahçesine 2014 yazında adalı Rum bir aile tarafından açılan restoran-kafe, bu müthiş atmosferin tadını doya doya çıkarmanıza vesile olacak. Efsaneye göre; Aya Paraskevi genç ve güzel bir kızken şimdi Göztepe diye bilinen yüksek tepedeki Ayyalus Manastırı’ndan yakışıklı bir delikanlıya aşık olmuş. Paraskevi’nin babası durumun farkına varınca kızını Ayazma’da sıkı bir göz hapsine almış. Aşk ateşiyle yanan kız, arada bir Göztepe’ye doğru bakıp derin derin iç geçirir, rüzgarla sevgilisine mesaj göndermek istermiş. Ayyalus da onun için yanıp tutuşurmuş ama birlikte olamamışlar. Paraskevi aşk acısıyla ölünce “onun büyük aşkının yüzü suyu hürmetine” başkalarının dileklerinin gerçekleşmesi için dua edeceklere dilek pınarı yapılmış.
Bozcaada Müzesi
Bozcaada Müzesi’nde eski Bozcaada fotoğraflarından deniz kabukları koleksiyonuna, antik dönem bağcılığından adada üretilmiş şarap şişelerine birçok eser sergileniyor. Hakan Gürüney’in kişisel gayretleri ile kurulan, eserlerin zevkli sunumu ve ilgi çekici açıklamaları ile gezmesi gayet keyifli bu müzeyi mutlaka ziyaret etmenizi öneririz. Gittiyseniz üzülmeyin, müze koleksiyonu her geçen gün genişliyor, yine gidin! Bozcada’nın geçmişinden birçok farklı eserin sergilendiği bu müzeyi, 23 Nisan-29 Ekim tarihleri ve saat 10:00-20:00 arasında ziyaret edebilirsiniz. Müze mağazasından kitap, katalog, kartpostal, antik dönem replika Tenedos sikkelerinden yapılmış kolye, küpe, yüzük, seramik kupalar gibi adayla ilgili hatıralık eşyalar alabilirsiniz. Müze içerisinde bir de mağaza yer alıyor. Kitaptan kataloğa, kartpostaldan antik dönem replika Tenedos sikkelerinden yapılmış kolye, küpe, yüzük ve seramik kupalara kadar Bozcaada’yla ilgili çok sayıda hediyelik eşya bulabilirsiniz bu mağazada. 2013 yılında “Yunan kültürünü, Yunanistan’ın dışında en iyi şekilde tanıtarak, iki halk arasında barış kültürünün yayılmasını sağladığı” ( Almanya Vizesi ) gerekçesiyle Bozcaada Yerel Tarih Müzesi, Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür örgütü UNESCO’dan ödül bile aldı. Bozcaada Yerel Tarih Müzesi’nde; eski Bozcaada fotoğrafları, Osmanlı döneminden kalma obje ve evraklar, Çanakkale Savaşı’nda üs olarak kullanılan Bozcaada’da yabancı ülkelerin bıraktığı her türlü malzeme ve belgeler, Bozcaadalı Rum ve Türklerin evlerinde ve işyerlerinde kullandıkları eşyalar ve hikayeleri, 1925-1965 yılları arasında Bozcaadalı esnaflara ait canlandırma köşeleri (doktor, marangoz, duvarcı, terzi, ayakkabıcı, demirci, fıçıcı, küfeci, meyhane, kahveci), denizciler, kaptanlar, süngercilere yönelik objeler, hikayeler ve fotoğraflar, bağcılar ve şarapçılıkta kullanılmış aletler, belgeler ve etiketler, eski ada şaraplarından oluşan şarap mahzeni sergileniyor.
Bozcaada Tarihi Eserler
Meryem Ana Kilisesi
Bozcaada’daki Rum Ortodoks cemaate ait, ibadete açık olan tek kilisedir. Rum Mahallesinin tam ortasına konumlanmıştır. Giriş kapısında 1869 tarihi okunan kilisenin, ilk yapılış tarihinin Venedikliler zamanına kadar uzandığı düşünülüyor. Avlusundaki 4 katlı çan ve saat kulesi zamanın aşındırmasıyla yer yer yarılıp parça düşürmeye başladığından, 1980’lerde kısmen sökülmüş ve kule metal kafes içine alınmıştır. Yüksekliği 23.8 mt. olan kilisenin kulesini restore çalışmalarına 2006 yılında başlanmış ve 2007 yılında tamamlanmıştır. Bu çan kulesiyle ada merkezi eski silüetine kavuşmuştur. Kilisenin içini görmek için tek fırsatınız Pazar sabahları 8‘de yapılan ayindir. Onun dışında ziyarete kapalıdır.
Bozcaada Yeni Kale
Görünüşü Bozcaada Kalesi’nden daha yeni olmamasına rağmen ondan çok sonra yapıldığı için bu ismi taşımaktadır. Ada merkezinin hemen arkasındaki tepede harabe halinde durmaktadır. Bozcaada Kalesi’nde bulunan kitabesinden yapım tarihinin 1827 olduğu anlaşılmaktadır. Bu tepeye merkezdeki taş ocağının bulunduğu mevkiiden yürüyerek tırmanabilirsiniz. Kalıntıların etrafına yayılmış ufak kiremit parçalarının üzerinde yürüdükçe tarihi havasını daha çok hissedeceksiniz. Tüm ada merkezini görebileceğiniz manzarasını çekmek için yanınıza fotoğraf makinanızı almayı unutmayın!
Köprülü Mehmet Paşa Camii
Venedikliler döneminde yıkıldığı tahmin edilen bir cami daha sonra sadrazam Köprülü Mehmet Paşa tarafından 1655’de tamir edilmiş ve onun adını almıştır. Günümüzde, halk arasında Yalı Camii olarak anılıyor. Caminin kitabesi yoktur. Zaman içinde geçirdiği tamirler ile şimdiki şeklini almıştır. Kırma çatılı, kareye yakın planlıdır. Kapı, pencere kenarları, saçak altı kırmızı kesme taştan yapılmış, diğer yerler sıvalıdır. İbadete açıktır.
Bozcaada Alaybey Camii
Çocuk parkı karşısında, kırmızı kesme taştan yapılmış olan camidir. İnşa tarihi kesin bilinmemekle birlikte, 1700 yıllarında yapıldığı tahmin edilmektedir. Caminin avlusunda ufak bir mezarlık bulunmaktadır. Burada 14 tane mezar vardır. Bunlardan biri Osmanlı’da sadrazamlık yapmış olan Halil Hamit Paşa’ya aittir. İbadete açıktır.
Alaybey Hamamı
17. veya 18. yüzyıla ait olduğu tahmin edilmektedir. 1960’lara kadar çalışan bu hamam 40 yıldır kullanılmamaktadır.
Bozcaada Köprülü Hamamı
Sadrazam Köprülü Mehmed Paşa tarafından yapılan Köprülü Mehmet Paşa Camii’nin ( Yalı Camii ) yakınında “çifte hamam” tarzında yaptırılmış olup, yaklaşık 70 yıldır çalışmamakta ve uzun zamandır şarap mahzeni olarak kullanılmaktadır.
Bozcaada Namazgah
Türk Mahallesinde bir zamanlar toplu namazların kılındığı şimdi ise park olarak kullanılan alandır. Yapılış tarihi bilinmeyen açık namazgahın kıble taşı kayıptır. Yakın zamanlara kadar, yaza rastlayan bayram namazları burada kılınırmış.
Namazgah Çeşmesi
Sadrazam Öküz Mehmed Paşa’nın Bozcaada’da yaptırdığı çeşmelerin en önemlisidir. Kesme tüf ve moloz taşla örülmüş kare planda, sarnıçlı bir çeşmedir. Kitabesinde 1703 tarihi görülmektedir.
Yel Değirmenleri
Eski fotoğraflarda ve gravürlerde adanın karşılıklı tepelerinde birçok yel değirmeni görülüyor. Ada merkezinin arkasında, Yeni Kale tepesinde bulunan iki yeldeğirmeni kalıntısı, Bozcaada Kaymakamlığı tarafından 2019 yılında restore edildi. Buraya yürüyebileceğiniz düzgün bir patika da bulunuyor. Sabah erken ya da günbatımı saatlerinde ziyaret edip, fotoğraf çektirebilirsiniz.
Aburga Ahmet Dede Türbesi
Feribotla limana yaklaşırken sol tarafta farkedeceğiniz türbenin içinde 10 mezarlık bulunuyor. Rivayete göre denizci olan Aburga Dede’nin türbesinde denizciler dua eder, adak adarlarmış. Türbe hala ada halkı tarafından kullanılıyor. Bozcaada’da bulunan Osmanlı’dan kalma en eski mezar(1714) burada yer alıyor.